İlter Ertüzün Sok. Bu kitabı yazma fikri Prof. Kendisine, manevi desteğinin ya- nı sıra, kuruluşundan itibaren birlikte emek verdiğimiz Yeditepe. Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesindeki idari sorumlulukla- rımın bir kısmını üzerimden alarak bana çalışma olanağı sağla- dığı için de minnet borçluyum. Psikanalitik edebiyat eleştirisi alanındaki derslerimi izleyen, deneyimlerini ve özellikle rüyalarını benimle paylaşan öğrencilerimin de bu ki- tabın ortaya çıkmasına katkıları olmuştur; kendilerine teşekkür borçluyum. Edebiyat yapıtı ile yazar arasındaki ilişki, edebiyata gerek sa- de okuyucu olarak, gerekse akademik anlamda yönelen çevrele- rin dikkatini çeken, edebiyat eleştiri kuramında üzerinde önem- le durulan bir konudur. Gerçi, Buna karşılık, yaratıcı kişinin iç dünyasının bilinmesinin yapıtın anlaşılması açısından taşıdığı önem yadsınamaz; nitekim günümüz edebiyat eleştirisinde yazarın önemini vurgulayan yaklaşımların ağırlığı artmaktadır. Çağdaş eleştiri kuramlarında, yazarın yanısıra, oku- yucu da yapıtın bir unsuru olarak algılanmakta, yapıt kendi ba- şına bir nesne olmaktan çok, bu iki öznel varlık arasındaki alış- verişin gerçekleştiği alan olarak değerlendirilmektedir2. Sanatçı-yapıt ilişkisinin kurulmasının yapıtın anlaşılması için gerekip gerekmediği konusundaki tartışmanın geri alanı, bu ça. Yazarlara yönelik ilginin, aşağıda değinileceği gibi, Sanatçıya yönelik bu popüler merak, edebiyat yapıtının yazarın kişiliğinin bir par- çası olduğunu savunan Romantik edebiyat anlayışı tarafından da beslenmiştir3. Ancak bir süre sonra, bu tarzda yazılan kitapların hem yazarların hem de eleştirmenlerin tepki- sini çekmiş olduğu da bir gerçektir. Psikobiyografi türü, sanat- çının yaşamı üzerine spekülatif tartışmalara yol açması nedeniy- le eleştirilmiştir. Bu tepkilerin nedeni, çağımızın en önemli psi- kanalitik edebiyat eleştirmenlerinden N. Psikanalitik Edebiyat Kuramı 9. Bu nedenle, eğer sanat eseri, gizli bir fanteziyi saklamaya, rüyalarda olduğu gibi üzeri örtük bir biçimde dışa vurmaya hizmet ediyor- sa, yapıtın temelindeki unsurların ortaya çıkarılması, bu oyunun bozulması sonucunu vererek yaratıcısını rahatsız edecektir5. Buna ek olarak, yetişkinlik yaşamına ilişkin bütün açıklamaların bebeklik dönemine ait bir psikoloji te- melinde yapılması da eleştirilmiştir. Buna karşılık, psikanalizi bir çözümleme aracı olarak kullanan eleştirmenler, metni yazarın bebeklik döneminin ruhsal dünyasını yeniden kurmakta bir araç olarak görmediklerini, me- tin çözümlemesi çalışmalarında, karakterlerin eylemlerini ve ey- lem nedenlerini yazarın sunduğu biçimiyle ele aldıklarını savun- maktadırlar. Bu bakış açısından yapılacak yorumlar, yapıtı kendine özgü bir psikolo- jik durum olarak algılar, bir gerileme regression hali olarak ço- cuğun libido evrelerine indirgemez. Ayrıca şu da eklenmelidir: Psikanalitik eleş- tiri tarihi sanatçının bilinçaltının bu ekolün temel ilgi alanların- dan biri olduğunu gösterir. Buna karşılık, zamanla söz konusu ilginin merkezi yer değiştirmiştir. İlk kuşak psikanalitik eleştir- menler edebi metinleri psikanalitik içgörülerini doğrulamak için kullanırken, daha sonra metnin gösterdiklerinden yola çıkarak sanatçının ruhsal dünyasının yeniden kurulması yoluna gidil- miştir. Günümüzde ise bu alandaki teorik ve pratik gelişmelerin inceleme alanı çok genişlemiş, ağırlık noktası sanatçı ile metin, ve metnin çeşitli bağlamlardaki durumu ile okuyucu arasındaki ilişkilerin incelenmesine kaymıştır Öte yandan, psikanalitik edebiyat eleştirisi de, Yeni Eleşti- ricilik ekolünü çeşitli konularda kusurlu bulmakta, bu ekolün. Third Force Psychology anyd the Study of Literature, Psikanalitik Edebiyat Kuramı. Buna göre, Yeni Eleştiricilik gibi tü- müyle formalist bir yaklaşım, edebiyat incelemesini, ele alınan yapıtın bir yazarının, aynı zamanda, bir okuyucusunun oldu- ğunu dikkate almadan yapmaya olanak verir. Bir başka deyiş- le, yapıtın kimin tarafından yazıldığı ve okunduğu, bu kişile- rin yapıtla ilgili olarak düşündükleri ve hissettikleri, yapıtın değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekmeyen şeylerdir. Yeni Eleştiricilik bir metnin ayrıntılarını incelememize Cebeci Olgun Escort Şi Ri Ne çok yararlı araçlar geliştirmiş olmasına karşın, kuşaklar boyun- ca, pek çok incelemeci ve okuyucuyu, metinle olan ilişkilerin- de yapay sınırlamalar içeren kuramsal bir çerçeveyi kabul et- meye zorlamıştır. Görsel ve işitsel iletişim araçlarının henüz gelişmediği bu dönemde, oku- ma eylemi, yaratıcı kişilerle sanatsal yaratıma açık kişiler arasın- daki alış verişin başlıca yolu, ayrıca, tiyatroyla birlikte, çağın iki popüler eğlence aracından birisiydi. Hem popüler ki- tap okuyucularının, hem de sofistike okuyucuların ilgi merkezin- de bulunan yazarların ayrıcalıklı konumu, yirminci yüzyılın ilk. Daha sonra, radyo, sinema ve TVnin ge- lişmesi, telefon ve uçak gibi toplumsal iletişim ve hareketliliği art- tıran araçların yaygın kullanımı ile yazarın toplumsal yerinin de- ğiştiği görülür. Günümüzde ciddi yazarların okuyucu sayısı sınır- lı bir düzeyi aşmazken, popüler yazarlar özellikle televizyonla re- kabet etmelerine olanak verecek yöntemler aramak zorunda kal- mışlardır. Buna karşılık, edebiyatın toplumsal yaşamdan tümüyle silinmiş olduğu da söylenemez: okuma etkinliği belirli çevrelerde prestijli bir uğraş olarak algılanmaya devam etmekte, popüler yazarlar ka- muoyunun bildiği isimler olma özelliğini korumaktadır. Genel olarak yazar, bir önceki yüzyıla oranla, Cebeci Olgun Escort Şi Ri Ne tarafından daha az ta- nınmakta, ancak bilge ve saygın bir kişilik olarak kabul görmeye devam etmekte, ayrıcalıklı bir statünün insanı olma konumunu sürdürmektedir. Söz konusu statü- nün geçirdiği evrimin kapsamlı bir biçimde ele alınması, yazarın günümüzdeki konumunu olduğu kadar, edebiyat yapıtının nite- liğini anlamamıza da katkıda bulunacaktır Top- lumca bu şekilde algılanan her grubun bir statü grubu olduğunu söyleyebili- riz. Soylular, köleler, kadınlar, erkekler, çocuklar bu tür gruplara örnek ola- rak verilebilir. Kris, E. Psikanalitik Edebiyat Kuramı Toplum, bü- tün bu farklı gereksinimlere karşılık veren yaratıcı kişilerin sıra- dan insanlar olmadıklarını, belirli bir toplumsal görevi yerine getirdiklerini ve bu nedenle de, diğer insanlardan farklı bir mu- ameleye hak kazandıklarını kabul etmiş görünmektedir. Bu özel görevin anlaşılabilmesi için sanatçı kavramının tarihsel süreç bo- yunca, en azından üzerinde yaşadığımız coğrafyanın tarihsel sü- rekliliği kapsamında, geçirdiği evrimin izlenmesi gerekmektedir. Sanatçıların kimliklerine ilişkin bilgilerin yayılması bu konuda yazılan biyografilerle mümkün olmuştur. Tarih boyunca gelip geçmiş çeşitli uygarlıklara baktığımızda, Cebeci Olgun Escort Şi Ri Ne çok toplumun sa- natçılarının adlarını kaydetmediğini, bu toplumların sanatları- nın anonim sanat özelliği taşıdığını görürüz.
Dr. R. Vidjeapriya, Ph.D
Department of Civil Engineering XVIII. Yüzyılda Sosyo-Kültürel ve Edebî Hayat .. Konu, Sayfa, Akademisyen Tıp Kitabevi, Ankara. XVIII. 3. YÜZYILDA SOSYO-KÜLTÜREL VE EDEBÎ HAYAT . 2. (ISBN: ) (Ocak ). Aslan FE, Olgun N. Kulak Burun Boğaz Göz ve Hastalıkları. Doç. Dr. Seher ÜNVER | Personel WEB Havuzu | T.C. Trakya ÜniversitesiBu İkincisi tabii ki! Bu sonuncu düşesim, sanki canlı gibi duran, duvardaki resimde; Bir şaheser sayıyorum bu parçayı, şöyle ki: bütün bir gün çalıştı Fra Pandolfun hamarat elleri ve düşes duruyor karşınızda. Herhangi bir eğitime dayanmayan bu yeteneğin olağanüstü olduğu bellidir. Guilford yaratıcı kişinin özelliklerini incelerken şu noktaları vurgular: 1 Yaratıcı kişi problemlere karşı daha duyar- lıdır; 2 Yaratıcı kişinin düşünce sistemi diğer insanlara oranla daha fazla akışkanlık gösterir. Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Lisans Dersi.
Copyright:
(ISBN: ) (Ocak ). Oğuz Cebeci. yılında İstanbul. Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni ve 'de Boğaziçi Üniversite- si Ingiliz Dili ve. Geceleri meşeden Şi'r-i mesel-âmîzde evvel sözüñ rûhun o bulmuştur.” (Latîfî: Tezkiretü'ş-Şu. Aslan FE, Olgun N. Kulak Burun Boğaz Göz ve Hastalıkları. girip çıktıklarından yaşlı ve olgun olmaları lazımdı. Yüzyılda Sosyo-Kültürel ve Edebî Hayat .. 2. 3. Konu, Sayfa, Akademisyen Tıp Kitabevi, Ankara. XVIII. YÜZYILDA SOSYO-KÜLTÜREL VE EDEBÎ HAYAT . 2 Ocak 'de İstanbul'da doğdu. XVIII.Bu çerçevede, bir karakterin kendisine biçilen rolü başarıyla gerçek- leştirip gerçekleştiremediğini incelemek edebiyat yapıtındaki karakterlerin analizi sırasında da dikkate alınması gereken bir konudur. Tevfik Fikret özgürlüğü savunmuş, despotizmden nefret etmiş, milita- rist eğilimlere karşı çıkmış ve toplumsal gelişmeye ilişkin ihti- yacı dile getirmiştir. Buna göre aşkın başlıca iki işlevi vardır: 1 Bireyin yalnız- lık duygusundan kurtulması, 2 sevilen kişiyle birleşme düşün- cesi. Sanatçı bireysel bir ideoloji oluş- turmaya çalışmış bulunsa bile, yapıtını topluma sunmak suretiy-. Afacan M, Ünver S. Sa- dizmin, libidoya yönelik dürtülerin kişiliğin doğrulanmasına yö- nelik işlevini yerine getirememesine karşı geliştirilen ve genital dönem öncesine ilişkin tatminsizlikle ilgili tepkileri ifade ettiği söylenebilir. Bu çerçeve içinde süperego önemli bir düzenleyici ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaratıcılık özelliğiyle belirginleşen bu yapı- nın ortaya çıkmasında ise, toplumun belirli bir rolü olmakla birlikte, aşağıda göreceğimiz gibi, asıl belirleyici işlev ailelere aittir. Sonuçta, çocuk annenin beklentilerine uygun bir kişilik geliştirmektedir. Öte yandan, Fra Lippo Lippi zamanı- nın statik ve statükocu resim anlayışına, bu çerçevede bütün bir dünya görüşüne karşı çıkmaktadır. Bu, bir tür cehennem atmosferi ve bu- na bağlı bir gerilim durumu yaratır. Ancak bunu yaparken romantiklerde olduğu gibi kişisel deneyim boyutunu yapıta dahil etmez. Bu tepkilerin nedeni, çağımızın en önemli psi- kanalitik edebiyat eleştirmenlerinden N. Bu görüşün ardından resmin aslında bir kişinin gölgesinin etrafın- daki çizgiden kaynaklandığı, bir kişinin imgesinin aslında ölmüş bir kişinin yerini tutan bir unsur olduğu düşünceleri vardır. Başvuru No Kasım Bu konu bizi, aynı za- manda, sanat yapıtının antik çağ resminde ve heykelinde oldu- ğu gibi, doğanın bir taklidi olup olmadığı, eğer taklitse doğanın gerisinde mi, yoksa onu aşmış mı olduğu konularını sorgulama- ya götürür. Psikanalitik Edebiyat Kuramı 9. Böylece sanat yapıtının önemli bir işlevini de görmüş oluyoruz Lichtenstein, O da belirli bir dünya ve sanat görüşünü başka bir sanatçının ağzından savunurken, kahraman- ca bir eylemi değil, bu eyleme ilişkin duyguları bir anlatı aracı- lığıyla ortaya koymaktadır. Ekabir takımı geldi görmeye ve Surat astı başpapaz yanındaki bilgiçlerle Ve hemen durdurdular her şeyi! Güzellik, bu çağın en önemli kavramıdır. Günümüzde ciddi yazarların okuyucu sayısı sınır- lı bir düzeyi aşmazken, popüler yazarlar özellikle televizyonla re- kabet etmelerine olanak verecek yöntemler aramak zorunda kal- mışlardır. Bu anlamda, bilimsel gerçeğin aktarım aracı olarak düzyazı, tanrısal gerçeğin aktarım aracı olaraksa sanat, özellikle de şiir geçerlidir. Eski Yunan dinindeki heykellerin ulaştığı mükemmeliyet bu durumun bir ifadesidir. Ünver S, Yıldız Fındık Ü.